26 Temmuz 2011 Salı

HAYATINI ANLATABİLEN AMY.

Melodisinde bir gizem, bir sır, bir dürtü, bir yakınlık, bir hoşluk, bir bişey bulduğum şarkılar olduğu kadar, içinde geçen bir cümlenin dannn diye kafama vurduğu şarkılar da vardır. Bazen de, bu ikisi birden olur, vayyyy bee, bu nasıl şarkı diyerek suyunu çıkarana kadar dinlerim, her yerde yanımda olsun, yine dinleyeyim, yine tüketeyim, yine yaşayayım aynı duyguyu, bir daha hissedeyim, bir daha o hayali düşüneyim, bir daha o yumruğu yiyeyim diye...
Ama bir de bir şarkı değil de, aynı insanın söylediği bir kaç şarkıda bu duyguyu hissedebilmişsem, işte bu insanın hayranı oldum bile ben, çok sevdim bile bu insanı, hatta saatlerce ayakta durmak yüzünden benim için keyiften çok işkence haline gelmeyen başlayan, ama yine de ''onu da canlı seyrettim, bir daha nerdeeee'' duygusu yüzünden hep zorlanıp gittiğim ve muhtemelen gitmeye devam edeceğim, ama genelde, sonunda son yılların şahsım adına tek istisnası Leonard Cohen hariç - hem gerçekten adam ölümsüz değilse önümüzdeki bir kaç yıl içinde ölmesi pek muhtemel, yani ''bir daha nerdeeee'' durumu burada çok büyük bir olasılık ve ayrıca ayaklarımın her hücresinin uyuşması pahasına, böyle bir zerafete tanık olmaya değer - her defasında ben buraya niye geldim sorgulamasını yaşadığım konserlere bile katlanabilirim onun için.
Nitekim konseri için bilet aldım. Heyecanlandım. Sabırsızlandım. Ama iptal etti. Gidemedim. Hayıflandım.
''Olsun'' dedim. Ben bir gün yurt dışında kesin yakalarım bu hatunu ve giderim konserine, dinlerim onu canlı canlı...
Canlı canlı dinlemek bir yana, canı gitti kadının üç gün önce. Hani herkes ''büyük yetenek gitti, kimbilir daha neler üretecekti'' diyor ya, bilmiyorum belki bundan sonra üretecekleri çok da umrum olmayacaktı, her yaptığını seveceğim diye bir kural yok ya, yapacağını yapmış zaten bana iki üç şarkı vermiş, onları arabamı kullanırken avazım çıktığı kadar bağırta bağırta söyletmiş, o anları yaşarken kimbilir ne düşündüysem, beni duygu sellerine boğmuş ya, bundan sonrası Şam'da kayısı modunda dinlemişim ben onu zaten...
Ama şimdi, ölümüyle ilgili yazıları okuyunca, toplumun bir bölümünün, ''yazık oldu, işte böyle hayat yaşarsan, böyle ölürsün kardeşim'' veya buna karşlılık olarak ''sana ne kardeşim, kadının nasıl yaşadığından'' diyerek, ahlak üzerinden değerlendirdiği hayatı, diğer bir bölümünün de, ''ne büyük yetenek! artık dinleyemeyeceğiz ne yazık'' diyerek hayıflandığı ölümü, o kadar duygusuz ki, neredeyse dinlediğim o şarkılarının bile, sihir yapılmış kağıdın üzerindeki harflerin kaybolması misali yavaş yavaş uzaklaşmasına neden oldu benim aklımda, hafızamda...
Oysa belki de bir insan için hayattayken, ölümü sonrasında hayal edebileceği en acı şey, kendinden hayata koyduğu şeylerin, insanların hafızalarından uzaklaşıp, yerlerini o kişilerin akıllarından çıkma fikirler ve düşüncelere bırakması, hatta o düşüncelerle kaplanması. Çünkü ölü insan artık kendini ifade edemeyen insan! Ne müziği, ne yazısı, ne sesi, ne resmi, ne heykeli, ne gülüşü, ne direnişi, ne anarşizmi, ne boyun eğişi, ne bencilliği, ne yardımseverliği, ne ideolojisi, ne emeği, ne sevgisi, ne...... ile kendini bir daha ifade edemeyen insan. Onun adına ifade etmeye kalkışanlar ise, ne büyük bir çaresizlik ve üzüntü oluşturur hayatta olup da, ölüm sonrasını hayal eden insan için. Acaba böyle bir korkusu var mıydı, acaba ölen insanların ölmeden önce böyle bir korkusu oluyor mu?
Didem Madak adını, ölüm ilanıyla beraber duydum. 41 yaşında kolon kanserinden ölmüş bir kaç gün önce. ''Çiçekli Şiirler Yazmak İstiyorum Bayım'' diyerek şiirler yazmış bir sürü. Hiç okumadım bugüne kadar ama ölüm haberinde şiirinden iki satır almışlar ''Anlatarak bitirmek istiyorum hayatımı/Bilmiyorum başka nasıl bitirilir bir hayat...
Nasıl güzel geldi bu iki satır bana, biz halen yaşayanlar için, hala hayatını anlatabiliyor olmak, hem de kendimiz anlatabiliyor olmak ne güzel, tıpkı dinlediğim o şarkıları gibi...
Şimdi büyülü sayfalardaki kelimeler tekrar belirmeye başladı, hatta kendi anlatıyor, siz de duyuyor musunuz:
I cheated myself,
Like I knew I would,
I told you I was troubled,
You know that I'm no good

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder