19 Ağustos 2010 Perşembe

BEKLENEN FELAKET GELDİ!

Felaket geliyorum demezdi ama bu sefer dedi:) Malum oldu, sıcak falan derken, gerçekten de 1 gün içinde tüm düzenim değişti. Hayatta herşeye hazır olmalı ya insan, ama olunmuyor ne yazık ki!
Bir sabah uyanıyorsunuz mesela, işe gidiyorsunuz, ertesi gün ve daha sonraki gün de gideceğinizi varsayıyorsunuz, eğer tabi bir kaza falan geçirip başınıza bir şey gelmezse, ama olmuyor, bir bakıyorsunuz bir iki saat içersinde öyle şeyler oluyor ki, pılınızı pırtınızı toplayıp işten çıkıyorsunuz. Ertesi günü gidecek bir işiniz olmadan eve geliyorsunuz.
Eve geldiğinizde, yıllardır her sabah aynı saatlerde evden çıkarken rastlaştığınız ve selamlaştığınız komşunuzun evinin önünde bir ambulans var. Ne oldu, der demez öğreniyorsunuz ki, adamcağız gece ani bir kalp krizi geçirmiş ve maalesef kurtaramamışlar. Eh, olsun canım, nasılsa ben de artık sabahları işe gidemeyeceğime göre karşılaşmayacağız demektir, yani pratikte değişen bir şey yok!
Eve girer girmez ise, gördüğüm yüz ifadesi bana şu ana kadar olanların pek de bir şey olmadığını gösteriyor. Yıllardır bizimle beraber olan sevgili yardımcımız aşık olduğunu ve sevdiği adamla evlenmek üzere evden ayrılacağını söylüyor. Tabi işin ucunda aşk var, akan sular duruyor da, ben şimdi ne yapacağım, bu yaşta romantizmlerine kavuşan iki sevgili adına darısı başımıza diyerek sevineyim mi, yoksa işsiz güçsüz, bir de komşusuz bir de yardımcısız, ve de öksüz, ve de yetim, ve de tek başına bir gariban olarak talihime küseyim mi!
Bu arada kapı çalıyor ve markette çalışan çocuk eve su getiriyor. Ama farkediyorum ki, getirdiği su, herzaman içtiğim sudan değil. Bunun markası değişik. Ne oldu diyorum, abla, artık bu markayı satıyoruz, öbürüyle anlaşamadık diyor!
Heyt!! diyorum, olmaz ama bu kadar da olmaz! İnsanın hayatı bu kadar sudan sebeplerle değişmez! Felaketler geliyorum demeli, içeceğimiz su bizden habersiz değişmemeli! Havaya atılan kurşun bizi bulmamalı, başkalarının derdi bizi germemeli!
Elbetteki yazdıklarımın bazısı yalan, bazısı doğru! Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine...(kerevet nedir acep?)

1 yorum: