16 Ağustos 2010 Pazartesi

MİDİBUS

Hani bir sürü ismi düşündükten sonra niye böylesine anlamsız ve de hiç ''havalı'' olmayan bir isim buldun diye sorarlarsa, belki birileri sorar belli mi olur; bir açıklama yapayım istedim.
Midibüs benim hayatımda çok önemli bir kavram. Çocukken herkes gibi benim de taşıtları öğrendiğim bir dönem geçti. Tren, vapur, otomobil, uçak vs. Bunların hepsi son derece açık ve netti. Uçak uçar, trenin vagonları vardır ve ray üzerinde gider, vapur denizde gider falan. Hatta bunların versiyonlarını anlamak da hiç zor olmadı. Yelkenlinin yelkeni vardır, zeplin balondur gibi. Tam bu taşıt işini çözdüğüm dönemlerde bir gün annem bana bak bu minibüs dedi. Dolmuş ile otobüs arası kendi şahsına münhasır son derece karakter sahibi bir taşıt. Bunu da öğrenerek sonunda her türlü taşıta hakim olduğumu anladım. Taaaaa, ki, okulda taşıtlar ünitesini okuyana kadar. Havada, suda, karada giden bu taşıtlar arasında bir sürü farklılık ve derecelendirme vardı ve bunlar oldukça açıktı. Ama bir tane vardı ki, doluya koysam taşıyor, boşa koysam kayboluyor, aklımın hiç bir yerinde duramıyor. ''Midibüs'' Bu ne menem bir şeydi ki, ne boyutunu tam olarak tarif edebiliyorlardı ne de işlevini...Arada bir yerlerde sıkışmış, herkesin kafasına göre isimlendirebileceği bir şeydi. bu. Kimine göre 5 metre üzeri, kimine göre 10 metre altı, kimine göre otobüs yavrusu, kimine göre minibüs annesi yani ne idüğü belirsiz bir kavramdı. ''Aşağıdakilerden hangisi midibüstür?'' sorusuna siz okulda ne yanıt verdiniz bilemiyorum ama ben tıkandım kaldım. O günden bu yana bu bakış açısı hayatıma hakim oldu. Hiçbir şey kesin değildir, herşey yoruma bağlıdır...Bir midibüs bana herkesin hayatta birşeylere midibüs muamelesi yaptığını öğretti. Bu somutlaşamayan taşıt bu belirsizliği dolayısıyla, hayatımızdan kavram olarak silinip gitti. Hani şimdi, biraz eski değerlerimizi hatırlamak, biraz ortalarda olmak, biraz belirsizlikleri kucaklamak adına ben de bu ismi çok anlamlı bulup kendime blog ismi olarak seçtim.
Hayatta soyuta geçişimde, madem ortada bir somut midibüs yok, ben de kendi zihnimde bunu istediğim gibi oluştururum, kime ne, fazını tamamlamamda çok önemli bir mihenk taşıdır midibüs. Bir arayış, bir teoridir.
Orta olmanın zorluğu, uçlara gitmemenin sakinliği, empatinin kökü ama bir o kadar da omurgasızlığın ve karaktersizliğin sembolüdür. Midibüs konteksin belirlediği boyuttur. İşimize geldiği gibi yani...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder